DNA sadece çift sarmal değil!Bilim insanları ilk defa, canlı hücrelerde daha önce hiç görülmemiş yeni bir DNA yapısının...
Bunu beğenmeyeceksiniz. Harvard Tıp Fatülkesindeki bilim insanlarının yaptığı yeni hesaplamalara göre, eğer hepimiz vejetaryen bir beslenme düzenine geçmiş...
Karpuz ve peynir gibi, tuz ve biber gibi, (nefret etmeyi) sevdiğiniz ve o görünüşte mükemmel olan çift gibi,...
Bilim, her zaman olduğu gibi benzer biçimde tekrar hayatları kurtarmanın yeni yollarını bulmayı sürdürüyor.
Bilim insanoğluı, yaygın bir besin bileşeni ile nanoparçacıklardan meydana getirilen ve enjekte edilebilen bir ‘sargı bezi’ icat etti. Üstelik bu araç-gereç, kanamayı olağanüstü bir hızda durdurmanın yanısıra, yaraların daha çabuk iyileşmesine de yardımcı oluyor.
Birisi yaralandığı vakit ille de dış kanama geçirmiyor; alev ateş silahlardan ve öteki sebeplerden kaynaklanan yaralanmalar, çoğu zaman iç kanamaya da sebep oluyor ve bu kanamaya olası olmasıyla birlikte hızlı şekilde müdahale edilmesi gerekiyor.
Bilim insanları geçtiğimiz yıllarda, bir yarayı hızlı şekilde tıkayabilen yeni araç-gereç türleri bulmuşlardı (sünger dolgulu bu inanılmaz şırınga gibi) ancak aynı etkiyi vücudun daha derinlerinde elde etmek zordu.
Texas a&m üniversitesindeki biyomedikal mühendislerinden oluşan bir ekip, şimdi tamamen yeni ve ‘enjekte edilebilir bir sargı bezi’ buluş etti. Bu bez, su yosunundan türetilen bir jelleşme etkeni ile iki boyutlu kil nanoparçacıklarından oluşuyor.
Birbiriyle alâkasız gibi görünen bu bileşenler bir araya geldiği vakit, hidrojel olarak malum şeyi oluşturuyorlar; şu demek oluyor ki yüksek miktarda emici olan, süper yüksek ölçüde su miktarı barındıran ve yara sargısı olarak önemli derecede işe yarayabilen, jel benzeri bir maddeyi.
Ekip, çalışmada şöyle makaleyor: “enjekte edilebilir hidrojeller, iç yaralanma ve kanamalar için ümit vadeden malzemelerdir. Bu biyolojik malzemeler, en düşük girişimsel yaklaşımlar kullanılarak yaraya sunulabilir.”
Ekipın enjekte edilebilen hidrojelinde bulunan ana bileşen; yenilebilir kırmızı su yosunundan türetilen ve pek çok gıdada bitkisel temelli bir yoğunlaştırma etmeni olarak bulunan, pelte halinde olan k-karajenan.
Araştırmacılar pelte üzerinde yaptıkları önceki çalışmada, hidrojellerin, nanosilikatların kullanımıyla beraber desteklenebileceğini ve bu sayede etken bir halde; “enjekte edilebilen bir sargı bezine” dönüştürülebileceklerini keşfettiler (nanosilikatlar, çerçeve oluşturarak jelin yapısını düzelten, kile dayalı minik parçacıklara deniyor).
Ekip, laboratuvarda bulunan hayvan ve insan doku hücreleri üzerinde yara bezini denediğinde, nanoparçacık doldurulmuş hidrojelin üç dakikadan kısa müddette kan pıhtılaşmasını başlatmış olduğunı gördü.
Texas a&m’den biyomedikal mühendisi Akhilesh k. Gaharwar şöyle açıklıyor: “Enjekte edilebilen ülkü bir sargı bezi, yara bölgesine ekjekte edildikten sonra katı hale gelmeli ve doğal pıhtılaşma aşamasını desteklemelidir.”
Ek olarak takım, işlemin gerçekleştirildiği laboratuvar örneklerindeki dokunun kayda kıymet oranda yenilendiğini ve yaranın iyileştiğini ayrım etti. Üstelik işin en iyi yanı da, bu hidrojeli yapmada kullanılan nanoparçacıkların; yara bölgesine ilaç da götürmesi ve bunu, ihtiyaç duyuldukça yavaşça vücuda bırakmasıydı.
Takımın hidrojeli, şimdiye kadar insanlardaki yaralarda kontrol edilmedi. Sadece jelin sergilediği yüksek verim, doktorların bu enjekte edilebilir yara bezini cephaneliklerine eklemesinin ancak bir zaman meselesi olabileceğini gösteriyor.
İnceleme Acta Biomaterialia bülteninde yayınlanmış durumdadır.
İnsan beyni, ölümden sonrasında 10 dakika daha çalışmaya devam ediyor. Beyin derin uyku haline benzer bir aktivite sergiliyor....
Yarardan çok zarar mı getiriyoruz?İnsanlar, oluşturdukları endüstrinin gezegen üzerindeki tesirini düşünmeye başladığından beri, ekosistemleri onararak yada normalde yok...
Sahip olduğumuz birbirinden farklı organların kanserlerinde genetik bozuklukların ortak olduğunun tespit edilmiş olması, kanser tedavisinde yeni bir dönemin...
Sahip olduğunuz genleriniz değişime maruz kalabilir. Hayatımızın belirli birkaç yılı,beynimizin yapılanabilmesi yönünden önemli bir role sahip durumdadır. Yapılmış...
Yakın bir zamanda uzaya gidemeyebilirsiniz. Fakat isminiz gidebilir. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) uzun süredir gerçekleştirdiği uzaya isim gönderme geleneğine Temmuz ayında fırlatacakları Parker Güneş Sondası ile devam ediyor.
İsminiz, saatte yaklaşık 692 000 km hızla, sıcaklığın 1370 C derecelere ulaştığı Güneş’in atmosferine doğru seyahat eden bir uzay aracının parçası olabilir. Uzay aracının içinde Güneş’in taç küresine yakından bakmak üzere tasarlanmış cihazlar daha serin bir oda sıcaklığında olacak.
Yapmanız gereken tek şey NASA’nın web sitesindeki formu doldurmak. Sonrasında isminizi Parker Güneş Sondası’nın Güneş’e taşıyacağı bir mikroçipe ekleyecekler. Katılım için son tarih ise 27 Nisan olarak açıklanmıştır.
İsminiz, saatte yaklaşık 692 000 km hızla, sıcaklığın 1370 C derecelere ulaştığı Güneş’in atmosferine doğru seyahat eden bir uzay aracının parçası olabilir. Uzay aracının içinde Güneş’in taç küresine yakından bakmak üzere tasarlanmış cihazlar daha serin bir oda sıcaklığında olacak.
Yapmanız gereken tek şey NASA’nın web sitesindeki formu doldurmak. Sonrasında isminizi Parker Güneş Sondası’nın Güneş’e taşıyacağı bir mikroçipe ekleyecekler. Katılım için son tarih ise 27 Nisan olarak açıklanmıştır.
Hakkımda

Mehmet Eraslan
Molecular Biologist
İstanbul Yeni Yuzyil Üniversitesi Genetik Bölümü Mezunu. Bilimsel farkındalıklar oluşturmak ve her gün yeni bir bilgi öğrenmek için yaşayan Genç Bilimci
Popüler Gönderiler
-
Bilim adamları Columbia Üniversitesinin keşfettiği bir ...
-
Gençlerde uzunluk bakımından 8-10 bin nükleotit ...