Beynimiz, geçmiş ve güncel olarak edinmiş olduğumuz eylemleri bir araya getirir ve aslında olunandan daha zayıf göründüğümüze dair bir illüzyon görüntüsü bizlere sunar.
University of Western Australia’dan bilim insanları psikolojik bir illüzyonun insanları olduklarından daha zayıf göründüklerini düşünme yanılgısına yönlendirebildiğini bizlere açıklıyor.
Scientific Reports‘da yayımlanan yeni bir çalışmada, vücudumuzu nasıl algıladığımızın, aslında kendimizle beraber başka kişiler tarafından yapılan geçmiş gözlemlerin bütünleştirilmesiyle beraber yaratılan bir bozulma olduğuna dair deliller elde tespit etti.
Sıralı bağlılık olarak da halk arasında bilinen ön yargı, beynimizin zaman içinde topladığı verinin ortalamasını alma etkisi olarak düşünülebilir. Araştırma verileri doğrultusunda, vücut büyüklüğüne ilişkin düşünceler, daha önceki tecrübelere kadar uzanıyor. Bir kişinin ağırlığı, ortalamanın üzerine doğru ilerledikçe, kişinin geçmiş faaliyetlerde daha küçük vücut büyüklüğü içermesi de daha muhtemel duruma gelmektedir. Çünkü beyin yapımız, geçmiş ve güncel deneyimlerimizi bir araya getirir ve aslında olunandan daha zayıf göründüğümüze dair bir illüzyon ortaya koyar.
103 kadın katılımcının bulunduğu çalışmada, katılımcılara; normalin altında, normal, aşırı kilolu ve obez şeklinde değişkenlik gösteren bir dizi kadın vücudu fotoğrafları göstertildi.
Araştırmada, katılımcılardan, vücut çizgisi olarak bilinen görsel bir analog ölçek boyunca bir çizgi çizerek algılanan vücut büyüklüğüne yönelik bir değerlendirme yapmaları ifade edildi. Yapılan değerlendirmelerin sonucunda, algılanmış olan vücut büyüklüğünde sıralı bir ön yargıya ilişkin delillere ulaşıldı. Yani aslında katılımcılar, vücut büyüklüğüne dair yargılarının daha önce gördükleri vücut büyüklüğüyle uyumlu olması eğilimi ortaya koydular.
Elde edilen bu bulgular neticesinde, başarılı bir diyet ihtimalini de içeren kilo verme yaklaşımları için önemli işaretler bulunduğu aşikar oluyor. Bu durumu sağlık açısından ilginç yapan durum ise, yanlış algılama yapan kişilerin, vücut boyutunun yeme bozuklukları veya obezitenin ortak bir semptomu yansıtıyor oluşu.
Araştırma ekibi bu ilüzyonik durumu düzeltmeyi ve böylelikle insanların ağırlıklarını doğru bir şekilde gözlemleyebilmeleri için, beklentileri doğrultusunda mı yoksa aksi tarafta mı bir değişimin gerçekleştiğini tutarlı bir biçimde görebilmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Obezite oranlarının giderek arttığı bir dünyada, bu bozukluk; kötü sağlık, düşük yaşam kalitesi ve çeşitli büyük hastalıkların başlangıcı ve ciddiyetindeki artış ile bağlantılı kılınabilir. Kilo alımının fark edilememesi, problemin fark edilmesini geciktirecek, bunun sonucunda bireyler ve toplumlar için sağlık sorunlarının ortaya çıkma olasılığı da artış göstererek ilerleyecektir.
Kayıtlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder