Yaşlanma Sürecimizi Yavaşlatmaya Ne Dersin? Size Bir Haberimiz VAR!

yaşlanma

Dünyanın her köşesinde bilim insanları yaşlanmaya çare arıyor. Bundan dolayı üç boyutlu yazıcılarda organ üretiminden vücuttaki mikrobiyomu değiştirme yoluyla yaşlanmayı önlemeye kadar çeşitli çözümler hakkında girişimler devam ediyor.

Peki kilit soru şu, insan ömrü ne kadar uzatılabilir? 

Yaşlanma kaynaklı kanser, romatizma ve Alzheimer gibi hastalıklardan dünyada her gün 100 bin kişi ölüyor. Ancak pek çok bilim insanı bunun kader olmadığına inanıyor. Yaşlanma tam olarak nedir? Hücre düzeyinde ele alacak olursak, zamanla azar azar oluşan hasarların hücre, doku ve organlarda yayılmasıdır diyebiliriz. 

Hücrelerde hasar, onarımdan daha hızlı geliştiğinde yaşlanma baş gösterir. Danimarkalı doktor Kaare Christensen yıllar boyu hasta tedavisinin ardından, Yaşlanma Araştırmaları Merkezi'ni kurarak bu hastalıkların ortaya çıkmasının nasıl engellenebileceği üzerinde araştırmalara başladı. Bu konuda bazı gelişmeler kaydedildiğini söylüyor Christensen. 1800'lerin ortalarında ortalama ömür 40 yaş iken bugün Kuzey Avrupa ülkelerinin birçoğunda 80 yıla yaklaşıyor, diğer ülkelerde de önemli gelişmeler gözleniyor.

Diş sağlığı gelişiyor Aynı zamanda umut verici başka bir gelişme daha olduğunu söylüyor Christensen. "Her geçen yıl yaşlıların diş sağlığında iyileşme gözleniyor." Dişler genel sağlık açısından bir tür barometre işlevi görüyor. Onların sağlıklı olması düzgün beslenmeyi ve daha iyi besin emilimini sağlıyor. Ayrıca vücudun diğer kısımlarının da daha sağlıklı olduğunun göstergesi onlar. Christensen, yaşlıların IQ testlerinde de eskiye kıyasla artık daha iyi sonuç alındığını, bunun ise dünya çapında daha iyi yaşam koşullarıyla bağlantılı olduğunu söylüyor. 
"Daha iyi yaşam koşulları, daha iyi eğitim ve ne tür işlerde çalışıldığının etkisi bu." 

Bu gelişmenin devam edeceğine inanıyor. Peki daha ne kadar? 

Dünyada kayda geçmiş en uzun ömür, 122 yaşında iken 1997'de ölen Fransız kadın Louise Calment'e ait. Geçen 20 yılda da birçok gelişme kaydedildi.

yaşlanma

Yazıcıda organ üretmek

Hindistanlı biyofizikçi Tuhin Bhowmick'e göre, yaşlılıktan kaynaklı ölümlere kalp, akciğer ve karaciğer gibi yaşamsal organların işleyiş bozukluğu neden oluyor. Sağlıklı organ nakli halinde ömür uzatmak mümkün olabiliyor.Ancak dünyada organa ihtiyaç duyanların sayısı organ bağışı yapanlardan çok daha fazla. Ayrıca uygun organın bulunması sorunu söz konusu. Çoğu zaman bu bekleyiş sırasında yaşlı hastaların öldüğü görülüyor.
Peki bir insandan organ almak yerine ihtiyaç duyulan organın, hastanın vücudunun reddetmeyeceği bir tarzda laboratuvarda üretilmesi, üç boyutlu yazıcıdan çıkarılması mümkün olabilir Mi?
üç boyutlu yazıcıda organ üretimi
Bhowmick, bu tür bir yazıcının kartuşunda mürekkep yerine protein ve hastanın kendi hücreleri olacağını söylüyor. Böylece vücudun yeni organı reddetme ihtimali ortadan kalkıyor. Bhowmick ve ekibi Hindistan'ın ilk yapay karaciğer dokusunu üretti. Önümüzdeki beş yıl içinde de minyatür bir karaciğer üretilmesi üzerinde çalışıyor. Bunun vücudun dışında, taşınabilir bir cihaz şeklinde olması öngörülüyor.
8-10 yıla kadar ise vücudun içine nakledilerek normal işlev görecek bir karaciğer üretilmesi plan dahilinde.

Hücrelere ne oluyor?

Yaşlandığımızda ilginç bir şey olur. Tek tek hücreler yaşlanma sürecinde, ölmekte olan veya hasar gören hücrelerin yerini almak üzere bölünür. Ancak bunun işleyişi mükemmel değildir. Bir hücre ne kadar çok bölünürse o kadar yaşlanır, ömrünün sonuna yaklaşır. Ama ölmek yerine yaşamaya devam eder, etrafındaki diğer hücrelerle haberleşmeye, yıkıcı bir işlev görmeye başlar.
Bu yaşlı hücreler civardaki hücrelere de yaşlılık 'bulaştırır', böylece yaşlı hücrelerin sayısı artar ve sonunda vücut artık bunu kaldıramaz hale gelir.
İngiltere'deki Exeter Üniversitesi'nde moleküler genetik profesörü Lorna Harries, bu yaşlı hücrelerden kurtulmanın yolunu arıyor.
Bir süre önce, yaşlı deri hücrelerine bir kimyasal madde sürüldüğünde ne olacağı araştırıldı. Harries bu işlemden sonra hücrelerin gençleştiğini söylüyor. Böylece insan hücresinde yaşlanma sürecinin geriye alındığı ilk deney gerçekleştirilmiş oldu.
Dünyanın birçok yerinden yatırımcı ve bilim insanından teklif alan Harries insan ömrünün doğal bir maksimum limiti olduğuna inanıyor. Ama bu araştırmanın, demans ve kalp ve damar hastalıklarının dejeneratif etkisini gidermeye yönelik yeni tedavilerin bulunmasında bir adım olmasını, böylece doğal ömrünü tamamlamadan erken ölenlere umut olmasını istiyor.
Peki, tekrar aynı soruya dönecek olursak: Ne kadar uzun yaşayabiliriz?
Belki bir gün, hasar görmüş organlarımızı yenileme, mikrobiyom içeren hap takviyeleri ile vücudumuzu genç tutma ve hücrelerimizin yaşlanmasını önleme olanağımız olacak.
Bütün bunlar insan ömrünü ne kadar uzatabilir? Bhowmick'in öngörüsüyle, milenyum kuşağı 135 yaşına kadar yaşayabilir. Bu, 1981 doğumlu birinin 2116'ya kadar yaşaması demek. O zamana kadar kim bilir başka ne gelişmeler olur?
Destek kaynak: BBC

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder