Ruh insan vücudunun neresinde bulunur? İnsanın ölümüyle beraber ruh nereye yöneliyor? Bu soruyu merak edenler adına bu ve daha birçok soruya cevap olabilecek bilimsel bir açıklamayı getirmek için yazımızı sizlere aktarıyoruz.
Bilim, son günlerde İnsanın sahip olduğu ruhun kendisinin, beyin hücrelerinin içerisindeki mikrotübül ismi verilen yapıların bünyesinde bulunduğunu belirten dikkat çekici bir açıklama ifade eden , insan ruhunun tam olarak hangi kısımda bulunduğuna ilişki önemli bir açıklama getiriyor.
Teori niteliğini taşıyan bu açıklama, objektif indirgemenin (orch-or) insanlık çalışması üzerinde barındırdığı etki mikrotübüller vasıtasıyla, kuantum yerçekimi etkileri doğrudan sonuç odaklı ifade edilebilir. İfade edilen bu teori doğrultsunda bilinç, beynimizde kuantum bilgisayar taraflarınla tercih edilen, ölümün ardından da evren içerisinde devam etmekte olan bir program olarak düşünülebilir.
Yine bu teorinin belirtmiş olduğuna göre, ölüme yakın bir bireyde yapılan deneyden alınan bilgiler doğrultusunda mikrobütüller kuantum durumunu yitirip insan sinir sistemindeki görevini tamamlıyor, barındırdıkları bilgiler kaybolmayıp vücudu terk ediyor ve evrenle yeniden bir araya gekiyor.( Enerjinin korunumu). İddiaları öne süren Bilim İnsanları; Arizona Üniversitesi-anestezi, psikoloji ve bilinç çalışmaları merkezi direktörü olan Anestezist Stuart Hameroff Wadham Collge ayrıca Oxford Üniversite’sinden Matematiksel Fizikçi Sir Rover Penrose isimli iki bilim insanıdır.
Ancak Böyle Bir Şey Söz Konusu Olabilir Mi?
Size anlatmış olduğumuz Orc-or teorisinin 20 test edilebilir tahmini 1998’de duyurulmuş, tahminlerden 6 tanesi doğrulanmış ve henüz hiçbiri çözümlenememiştir. Nöronlar içerisindeki kuantum titreşimlerin bulunuşu ve bu çerçevede gerçekleştirilen diğer çalışmalar ve deneyler de bu teoriyi destekler nitelikte. Ruh ağırlığı deneylerini hepiniz duymuşuzdur. Bireyin ölmesinden sonra ağırlığının 21 gram eksik mi yoksa fazla mı ? çıktığının tartışmasına bulaşmadan olaya değişik bir yönden ele alalım.
Materyalist bir bilim insanı için bu deneyde hiçbir ağırlık farkı olmaması ruhun olmadığının en büyük kanıtı sayılmaktadır. Fakat ruhun varlığına inanan bilim insanlarıınca bu husus, ruh için maddenin bir engel teşkil etmediği ve ruhun bir ağırlığı olmadığı anlamını barındırıyor ayrıca şöyle bir açıklamaları da var:
Aynı zamanda röntgen çektiğimiz vakitlerde x ışınlarının vücuda girdiğinin gözle görülememesi gibi. Zaten bunu kişinin eğer kendisi hissedemez ise bir dış gözlemcinin görmesi de malesef kolay olmayacaktır.
Kanıtlanmış bir durum yok Fakat bilimsel verilerle desteklenmiş durum insan ruhunun özünün mikrotütüllerin içerisinde var olduğu fikri henüz çürütülmemiştir.
Materyalist bir bilim insanı için bu deneyde hiçbir ağırlık farkı olmaması ruhun olmadığının en büyük kanıtı sayılmaktadır. Fakat ruhun varlığına inanan bilim insanlarıınca bu husus, ruh için maddenin bir engel teşkil etmediği ve ruhun bir ağırlığı olmadığı anlamını barındırıyor ayrıca şöyle bir açıklamaları da var:
“Tıpkı bir mumun yanmadan önce ve yanarken aynı ağırlıkta olması gibi. ışığın ağırlığı bulunmamaktadır ancak bu ışığın var olmadığını göstermez. bir mum söndüğünde alevin nereye gittiğini göremezsiniz, alev evrenin içerisinde kaybolur. aynı durum ruh için de geçerlidir.”
Aynı zamanda röntgen çektiğimiz vakitlerde x ışınlarının vücuda girdiğinin gözle görülememesi gibi. Zaten bunu kişinin eğer kendisi hissedemez ise bir dış gözlemcinin görmesi de malesef kolay olmayacaktır.
Kanıtlanmış bir durum yok Fakat bilimsel verilerle desteklenmiş durum insan ruhunun özünün mikrotütüllerin içerisinde var olduğu fikri henüz çürütülmemiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder