Evrimsel Süreç DNA Kaybına Mı Yol Açıyor ?


Evrim, Neanderthal


Genetik Bilimciler dünya üzerindeki 125 farklı insan popülasyonunun DNA’sını inceledi.

Maymunlarla ortak atamızdan ayrılmamızdan bu yana(bu görüş halen farklılık göstermekle beraber) ne oranda DNA kaybettiğimizle ilgili hipotezler sonucunda çeşitli tahminlerde bulundular. Gerçekleştirilen hesaplara göre evrimi süresince insan türü, 40.7 milyon baz çifti kaybetti.

Ayrıca çalışma Güney Pasifik insan topluluklarının sahip oldukları genomlarında, Denisovanlar olarak isimlendirilen var olmuş eski bir insan türüne ait geniş DNA segmentleri tespit etti.

İnsanoğlu karmaşık bir canlı olmasından ötürü evrim ağacının zirvesinde oturduğuna inanmak fikrini çok hoş karşılıyor, Lakin belki de bizim başarımız DNA’mızın bir kısmını kaybetmiş olmamıza bağlıdır.

Genetikçiler günümüz insanlarının hücrelerinde yer alan bilgilerin Atasal kuzenlerininkinden çok daha az genetik bilgiye tekabül ettiğini keşfetti.

İnsanlığın yaşayan en yakın genetik akrabası sayılan şempanzelerle ortak atasından ayrılmasından bu zamana 40.7 milyon baz çifti kaybettiği ortaya çıkarıldı. (Baz çiftleri DNA zincirlerini oluşturup gen kodlamak için gruplayan temel biyokimyasal birimler olduğunu hatırlatalım.)

insan çeşitlilk haritası

Yukarıda yer alan harita bilim adamlarının dünya çevresinde gerçekleştirdiği araştırmalar neticesinde ortaya koyduğu125 popülasyonun incelenmesi ile beraber hazırladıkları, şuana dek oluşturulmuş en detaylı insan genetik çeşitliliği haritasıdır. Yüzdelik dilimlerle gösterilen Güney Pasifik yerli insanlarında, nesli tükenen Denisovanlarla ortak olduğu saptanan DNA kısımları tespit edilmiştir.
Araştırmacılar kaybolan bu genetik dizilerin yarısına yakın bir bölümünün tekrarlayan DNA bölümlerinden meydana geldiğini, lakin 27.96 milyon baz çiftinin o DNA’ya özgü olduğunu belirtiyor. Bu ise çoğu kısmı fonksiyonsuz olsa da binlerce gene eşdeğer olmaktadır. Bilim insanları, 125 farklı insan popülasyonu içerisinde DNA’ları analiz ederek insan genetik çeşitliliğiyle ilgili en detaylı haritayı ortaya koydular.
Yaklaşık olarak 13 milyon yıl öncesinde, Afrika’daki evrim tarihimizin başlarında maymunlarla ortak atadan ayrılışımızın(göreceli olmakla beraber) ardından 15.8 milyon baz çifti kaybettiğimiz ortaya kondu. Ardından dağılıp dünyaya yayılım gösterdiğimizde 12.16 milyon özgün DNA parçası daha kaybettik. Bu da evrimde en az gen oluşumu ve yeniden düzenlenmesi kadar DNA segment azalmasının da  önemli bir yeri olduğunu bizlere gösteriyor.
Science dergisindeki makalelerinde, Seattle Washington Üniversitesi genetik bölümü profesörü Evan Eichler önderliğindeki araştırmacıların açıklamalarına göre Afrika’dan ayrıldıktan sonra insan popülasyonunda büyük çaplı kayıplar oluştu ve bu da DNA’nın büyük bölümünün kaybına sebebiyet verdi.

Evrim ve Neanderthal
Eski insan türlerinin dünya üzerinde yaptıkları göçler sonucunda DNA’larını kaybettikleri ve popülasyonlarının kısıtlandığı düşünülmekte. Bir tanesi yukarıda gösterilen Neanderthaller ve Denisovanlar DNA’larında şu an insan genomlarında olmayan 104.000’e yakın baz çiftine sahiptiler.

Sonuçları, atalarımızın dönem dönem diğer insan türleriyle melezleştiği ya da melezleşmeye zorlandığı gibi örneklerle insan göçünün karmaşıklık izah edildiğinin vurgulanmasına yardımcı olmuş oldu.
neanderthal
Yukarıda yer alan harita araştırmacılar tarafından incelenmiş olan 125 popülasyonu ve aralarındaki ilişkiyi göstermektedir.


Çalışmayı yürütenler Denisovaların genomu içerisinde duplike olmuş bir DNA segmenti tespit ettiler (sol taraf). İnsanlar ile melezleşme süreci başlamadan 440.000 yıl kadar önce oluştuğu görülebilir.
Genel bir ifade ile DNA’nın ‘kopya sayısı çeşitleri’ (copy number variants) olarakta ifade edilebilen kısımlarına-DNA bölümündeki kopya sayılarında çeşitliliğe yol açan değişikliklere-yoğunlaştılar. Nesli tükenmiş olan Denisovalara ait duplike olmuş geniş bir DNA segmentinin günümüzde Güney Pasifik adaları gibi okyanus popülasyonlarında bulunabildiğini açıkladılar. Bu ise 40.000 yıl öncesinde Denisovanlar ile insanlar arasında yoğun bir melezleşme dönemi olduğununu bizlere göstermiş oldu.
Bu farklılıkların çalışılması, diğer insan türleri varlıklarını yaşamlarını sürdüremez iken, günümüz insanlarının nasıl hayatta kalıp gelişebildiği ile ilgili önemli ipuçları elde etmeye yardım etmiş oldu. Şaşırtıcı olarak araştırmada, DNA duplikasyonları genetik  alt popülasyonlarla ilgili bizlere bilgiler verirken DNA delesyonlarının evrimsel tarihimizin seçilim süreçlerini daha çok yansıttığını göstermiş oldu.
Dergideki yazıda Çalışmayı yürüten ekip:
Hem delesyon hem de duplikasyon analizleri Afrikalı, Kızılderili ve okyanus çevresine ait insan popülasyonlarını tutarlı olarak ayırıyor. Afrikalılar en yüksek delesyon ve duplikasyon çeşitliliğini gösteriyor. Okyanus çevresi insanları ve Kızılderililer, aksine, kopya sayısı çeşitliliğinde daha yüksek bir farklılaşma gösteriyorlar; bu da founder etkisi ve daha uzun süreli genetik izolasyonlarından kaynaklanıyor. ''

'' Okyanus çevresinden Paouan Bougainville grubu Denisova ile ortak olarak, kısa sürede yüksek frekansa çıkan irice serpiştirilmiş duplikasyonlar içeren kopya sayısı çeşitliliği allellerine sahip.”  açıklamalarında bulunarak bilimsel çalışma sürecine çok yararlı bilgiler sundular. 

Kaynak

http://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-3187857/Humans-LOST-DNA-evolved-Early-species-equivalent-thousands-genes-now.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder