Milyarlarca yıldır Güneş’ten gelen enerjiyi ya da tek bir uranyum atomunun çekirdeğinde saklı o muazzam enerji miktarını düşündüğünüzde, Evren’deki tüm enerji miktarının hayal edilemeyecek kadar büyük olduğunu sanırsınız. Ya Evren’deki toplam enerji miktarının muhtemelen sıfır olduğunu söyleseydik?
Işık, madde ve antimadde, “pozitif enerji”lerdir ve bol miktarda bulunurlar. Bütün bu pozitif enerjiye sahip parçacıkların arasında kütleçekimi vardır. Çoğu fizikçiye göre, kütleçekiminden kaynaklanan ve tüm pozitif enerji miktarına eş bir de “negatif enerji” miktarı vardır. Yani, Evren’de ne kadar pozitif enerji var ise bir o kadar da negatif enerji vardır ve bu ikisi birbirini dengeler. Sonuç olarak, Evren’in toplam enerji dengesi sıfırdır.
Bunu şöyle düşünebiliriz: Elinizde hareketsiz duran yani sıfır enerjiye sahip bir topu bırakırsanız, top yere düşene kadar hareket enerjisi (kinetik enerji) kazanır. Fakat topun yere düşerken kazandığı bu pozitif enerji, top yere yaklaştıkça, negatif enerjiye sahip kütleçekimi ile tamamıyla dengelenir. Yani, her iki enerji (pozitif ve negatif) dengelenerek toplamları sıfır olur.
Yere bırakılan bu top ile Evren’imiz arasında bir benzerlik kuracak olursak, Büyük Patlama’dan sonra Evren “düşüş” evresine girdi, yani ışığın ve maddenin oluşmasıyla pozitif enerji kazandı. İşte, bu ışık ve madde parçacıklarının yarattığı kütleçekim alanının negatif enerjisi pozitif enerjiyi dengelediğinden, “Evren’in toplam enerjisi sıfırdır” diyebiliyoruz. Bu bilgiden hareketle bazı fizikçiler, Evren’imizin sıfır enerji ile başlamış olabileceğini söylüyorlar!
Evren'in toplam enerjisinin sıfır olması durumunda nasıl olup da "hiçlik"ten meydana gelmiş olabileceğine dair en iyi varsayım Kuantum Teorisi sunuyor. Biz farkında olmasak da Evren’in her yerinde sürekli olarak “sanal parçacık çiftleri” aynı anda doğuyorlar ve ölüyorlar. (Bu durum laboratuvar deneyleriyle ispatlanmıştır.) Örneğin, elektron ve onun karşı-parçacığı olan pozitron aynı anda doğup hemen birbirlerini “yok” ediyorlar.
Evrenbilimcilere göre, Evren doğmadan önce bunun gibi pek çok sanal parçacık çifti doğar doğmaz birbirini yok etti. Ancak belki de, bir parçacık yeterince uzun yaşayarak “şişme” için uygun koşulları oluşturabildi. Diğer bir ifadeyle, sanal bir parçacığın yer kapladığı küçücük bir uzay hacmi balon gibi şişerek şimdiki Evren’i oluşturdu.
Şayet bu hipotez doğruysa, Evren “hiçlik”ten meydana geldi. Uzay ve zaman Büyük Patlama ile birlikte oluştuklarına göre, Evren gerçekten de boşluktan doğmuş olabilir. Bu, başlaması için hiçbir enerjiye gerek duymayan ve kendi kendine yetebilen evrenin ya da evrenlerin olabileceği anlamına gelir. Evrenbilimci Alan Guth’un deyişiyle “Bir evren bedava yenen kocaman bir yemektir.”
Hazırlayan: Ayşegül Şenyiğit (Evrim Ağacı)
Kaynaklar ve İleri Okuma: http://www.evrimagaci.org/fotograf/112/8420
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder